İslam Öncesi Türk Tarihi

İslam Öncesi Türk Tarihi Ders Videosu
Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

İslam Tarihi

İslam Tarihi Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Türk İslam Tarihi

Türk İslam Tarihi Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Ortaçağ, Yeniçağ, Yakınçağ Tarihi

Ortaçağ, Yeniçağ, Yakınçağ Tarihi Ders Videosu


Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Osmanlı Kültür ve Uygarlığı

Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Ders Videosu



Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi

Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Osmanlı Yükselme Dönemi

Osmanlı Yükselme Dönemi Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi

Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi

Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi

Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın


XIX.Yüzyıl Islahatları

XIX.Yüzyıl Islahatları Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

XX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti

XX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın

Birinci Dünya Savaşı

Birinci Dünya Savaşı Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın



Kurtuluş Savaşı Hazırlık Dönemi

Kurtuluş Savaşı Hazırlık Dönemi Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın






Kurtuluş Savaşı Hazırlık Dönemi Ders Notları



13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelen Mustafa Kemal siyasi yollarla mücadele etmek, bir hükümet kurmak ve kurulacak hükümette bakan olabilmek için çalışmıştır. Baskı altındaki İstanbul’da amacına ulaşamayacağını anlayınca Anadolu’ya geçmek ve milli mücadeleyi başlatmak istemiştir.
Kurtuluş Çareleri :
Aydınlar arasında vatanın kurtuluşu için şu görüşler ileri sürülmüştür:

- Amerikan mandasına girmek
- İngiliz mandasına girmek
- Bölgesel kurtuluş gerçekleştirmek
- Milli iradeye dayalı, tam bağımsız yeni bir devlet kurmak

MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKMASI
(19 MAYIS 1919)

Samsun çevresindeki Türkler’in silahlanmasını ve teşkilatlanmasını engellemek için 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a gönderilmiştir. Samsunda yayınladığı raporda Rumlar’ın siyasi emellerinden vazgeçmeleri halinde karışıklığın kendiliğinden sona ereceğini belirtmiştir.
Not : 19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı kabul edilmektedir.

HAVZA GENELGESİ (28 MAYIS 1919)
Mustafa Kemal daha güvenli bir bölge olan Havza’ya gitmiş, orada halkı bilinçlendirmek ve işgallere karşı tepkisini artırmak için bir genelge yayınlamıştır. Buna göre,

- İşgallere karşı mitingler düzenlenecek
- İtilaf devletleri temsilcilerine ve İstanbul Hükümeti’ne işgalleri kınayıcı telgraflar çekilecek
- Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri yaygınlaştırılacak
- İşgallerin ciddiyeti halka anlatılacak
- Bütün bunlar yapılırken azınlıklara iyi davranılacak

Genelge etkili olmuş, ilk önce Havza’da daha sonra başta İstanbul olmak üzere birçok bölgede mitingler düzenlenmiştir. Mustafa Kemal Harbiye Nezareti tarafından İstanbul’a çağrılmışsa da dönmemiş, Amasya’ya hareket etmiştir.

 
AMASYA GENELGESİ (22 HAZİRAN 1919)
 
Kurtuluş Savaşı'nın;amacını,gerekçesini ve yöntemini ortaya koyan bir ihtilal bildirgesidir.
Mustafa kemal milli birliği gerçekleştirmek ve Kurtuluş Savaşı’na çağrıda bulunmak amacıyla çeşitli komutanların da imza ve desteğini alarak Amasya’da yeni bir genelge yayınlamıştır. (Ali Fuat, Kazım Karabekir vs.)
Buna göre ;
- Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikededir. (Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesidir)
- İstanbul hükümeti üzerine aldığı vazifenin gereğini yerine getirmemekte, bu da milletimizi yok göstermektedir.
- Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Kurtuluş Savaşı’nın amaç ve yöntemi)
- Milletin haklarını tüm dünyaya duyuracak bir kurul toplanmalıdır. (Temsil heyetinden bahsediliyor.)
- Her bakımdan güvenli bir bölge olan Sivas’ta milli bir kongre toplanmalıdır. (Davet)
- Bunun için yurdun her yanında 3 delege seçilmeli, seçimlerin yapılmadığı yerde halkın güvenini kazanmış 3 kişi belirlenip derhal yola çıkarılmalıdır.
- Delegelerin belirlenmesinde, Müdafa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyetleri ve belediyeler görevlendirilmiştir. (Böylece kurtuluş savaşını yayma ve millete maletme hedeflenmiştir).
- Bütün bu işler büyük bir gizlilik içinde yapılmalı ve milli bir sır olarak saklanmalıdır.
- 10 Temmuz’da Erzurum’da doğu illeri adına bir kongre toplanacaktır.

Not-1: Türk inkılabının ihtilal safhası başlamıştır. İlk kez millet egemenliğine dayalı bir yönetim kurulacağından bahsedilmiştir.

Not- 2: Halk milli mücadeleye davet edilmiştir.

Not-3: Sivas Kongresi’ne çağrı yapılmış, Erzurum Kongresi’nin toplanacağı duyurulmuştur.

Not-4 : Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi ile yetkilerini aşması önce İstanbul Hükümeti tarafından daha sonra padişah tarafından geri çağrılmasına sebep olmuş, Mustafa Kemal, 7-8 Temmuz gecesi askerlikten istifa etmiştir.

ERZURUM KONGRESİ
(23 TEMMUZ – 7 AĞUSTOS 1919)

Erzurum’da 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa Mustafa Kemal’e destek vermiş, Erzurum Kongresi’ne katılmasını ve başkan seçilmesini sağlamıştır. Kongrede çok önemli kararlar alınmıştır.
- Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür parçalanamaz. (Misak-ı Milli’ye temel teşkil etmiştir.)
- İşgallere karşı topyekün savunmaya geçilecektir.
- Osmanlı hükümeti vatanın bütünlüğünü koruyamazsa geçici bir hükümet kurulacak, bu hükümet üyeleri milli kongre tarafından seçilecek, milli kongre toplanana kadar hükümet görevi yapacak olan temsil heyeti oluşturulacaktır.
- Milli kuvvetleri etkili, milli iradeyi hakim kılmak esastır.

- Azınlıklara milli birliğimizi ve sosyal dengemizi bozacak haklar verilemez.
- Manda ve himaye kabul edilemez. (ilk kez reddedilmiştir.)
- Osmanlı Mebusan Meclisi’nin bir an önce toplanmasına çalışılacaktır.
- Doğu Anadolu’daki cemiyetler, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir.

Not-1: Toplanışı yönüyle bölgesel, kararları yönüyle millidir.
Not-2 : İhtilal özelliği belirgindir.
Not-3 : Sivas Kongresi’nin ve Misak-ı Milli’nin temelini oluşturmuştur.
Not-4 : Erzurum Kongresi’ni toplayan Doğu Anadolu’daki müdafaa-i hukuk cemiyetleri Türklerin bölgeden izinsiz göçünü yasakladıkları gibi kültürel faaliyetlere de önem vermişlerdir.

BALIKESİR VE ALAŞEHİR KONGRELERİ
(26-31 TEMMUZ) (16 – 25 AĞUSTOS 1919)

Batı Anadolu’da Yunanlılar’a karşı elde edilen bazı başarılar birliklerimizin desteklenmesi düşüncesini doğurmuştur. Bu amaçla Edirne, Balıkesir, Alaşehir ve Nazilli’de kongreler toplanmıştır.
Balıkesir Kongresi Kararları :
- Yunanlılar’a karşı mücadele devam ettiği sürece seferberlik vardır.
- İdareyi tek elden sağlamak için merkez heyeti kurulacaktır.
- Sancaklarda ve kazalarda levazım birlikleri oluşturulacaktır.
- Ayvalık kıyılarından başlayan Soma, Akhisar, Salihli, Nazilli kasabalarından geçen bir hat üzerinde Batı cephesi oluşturulmuştur. (Kurtuluş Savaşı’nın ilk cephesi)

Not-1 : Erzurum Kongresi kararlarından habersizdir.
Not-2 : Bölgeseldir.
Not-3 : Alaşehir Kongresi’nde Balıkesir Kongresi kararları onaylanmıştır.

SİVAS KONGRESİ (4-11 EYLÜL 1919)
Amasya Genelgesi’nde toplanması istenilen Sivas Kongresi yurdun her yerinden gelen delegelerin katılımıyla toplanmıştır. İtilaf devletlerinin Sivas’ı işgal etme tehdidi ve Elazığ Valisi Ali Galip’in kongreyi basma girişimi sonuç vermemiştir. Kongrede Mustafa Kemal’in başkanlığı, manda fikri ve Erzurum Kongresi kararları tartışılmıştır.

Alınan Kararlar :
- Erzurum Kongresi kararları kabul edilmiş, bazı konularda değişiklik yapılmıştır.

* “ Temsil Heyeti, Doğu Anadolu’yu temsil eder.” cümlesi “ Temsil Heyeti bütün vatanı temsil eder.” Şeklinde değiştirilmiştir.
*Bütün cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmiştir.

- Manda ve himaye kesin olarak reddedilmiştir.
- İrade-i Milliye adıyla bir gazete çıkarılmalıdır.
- Mebusan Meclisi’nin açılması için yapılan çalışmalar hızlandırılacaktır.
- Yurdun bölünmesi düşünen, Ermeni ve Rum devleti kurmayı amaçlayan cemiyetlerin çalışmalarına izin verilemez.

Özellikleri :
- Toplanması ve aldığı kararlar yönüyle millidir.
- Mustafa Kemal’in güç ve otoritesi artmış milli bir lider olarak ortaya çıkmıştır.
- Kurtuluş Savaşı bütün vatana yayılmış, millete mal edilmiştir.
- Sivas Kongresi’nde Ali Fuat Paşa Batı Cephesi Komutanlığı’na getirilmiş, böylece Temsil Heyeti yürütme gücünü ilk kez kullanmıştır.

Sonuçları :
- Mustafa Kemal İstanbul ile haberleşmeme emrini vermiştir.
- Padişahtan Mebusan Meclisi’nin bir an önce toplanmasını ve Damat Ferit’in istifa etmesini istemiştir.
- Anadolu’daki gelişmeleri önleyemeyen Damat Ferit Paşa istifa etmiş ve yerine Ali Rıza Paşa kabinesi kurulmuştur.

Not : Temsil Heyeti’nin ilk siyasi başarısı Damat Ferit’in istifasıdır.

- Vatansever bir kişi olan Ali Rıza Paşa milli mücadelecilerle iyi geçinmeye çalışmış, gönderdiği temsilcilerle Amasya Görüşmeleri’ni yapmıştır.

AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22 EKİM 1919)
Ali Rıza Paşa Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Amasya’ya göndermiş, Temsil heyeti ile 3 gün süren görüşmeler sonunda Salih Paşa, ileri sürülen konuları şahsen kabul etmiş, İstanbul Hükümeti’ne de kabul ettirmeye çalışacağını belirtmiştir. Görüşülen konular :
- Vatanın bütünlüğü, işgallere izin verilmemesi gerektiği
- Mebusan Meclisi’nin İstanbul dışında, güvenli bir bölgede toplanması
- Temsil heyetinin haberi olmadan düşmanla barış görüşmelerine gidilmemesi
- Azınlıklara dengeyi bozucu imtiyazlar verilmemesi

İstanbul Hükümeti meclisin toplanması dışındaki konulara sıcak bakmamıştır.

Not : Temsil heyeti böylece ilk kez İstanbul Hükümeti tarafından tanınmış olmaktadır.

TEMSİL HEYETİ’NİN ANKARA’YA GELİŞİ (27 ARALIK 1919) :
Mustafa Kemal meclisin İstanbul dışında toplanmasını istemişse de arkadaşları bile mevcut kanunlara göre bunun mümkün olmadığını belirtince ısrarlı olmamış, seçimlerin yapılmasını beklemeye başlamıştır. Bu arada Temsil heyeti’nin merkezi Ankara’ya taşınmıştır. Bunun sebepleri :

- Ulaşım ve haberleşme yönünden elverişli olması
- Coğrafi konumunun uygunluğu
- Batı cephesine yakınlığı
- Güvenli bir bölge olması
- İstanbul’daki meclisin çalışmalarının daha yakından takip edilebilmesi

SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN TOPLANMASI
(19 OCAK 1920)

Seçimler hiçbir müdahale olmadan yapılmış ve genellikle Müdafaa-i Hukuk taraftarları kazanmıştır.
Mustafa Kemal görüşmelere katılacak arkadaşlarından bazı önemli isteklerde bulunmuştur.

- Kendisinin meclis başkanı seçilmesi (Böylece meclis başkanı sıfatıyla, meclisin dağıtılması durumunda, yeni bir meclis toplayabilecektir.)
- Müdafaa-i Hukuk adlı bir grup oluşturmaları
- Misak-ı Milli kararlarının kabul edilmesi

Not : İstanbul’daki padişah taraftarlığı havasından etkilenen mebuslar fikirlerini değiştirmişler, Mustafa Kemal başkan seçilmemiş, Felah-ı Vatan adlı bir grup oluşturulmuş, fakat Misak-ı Milli kararları kabul ve ilan edilmiştir.

 
MİSAK-I MİLLİ (28 OCAK 1920)
- Mondros imzalandığı tarihteki sınırlar milli sınırlarımızdır. Bu sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür.
- Mondros’tan önce işgal edilmiş olan üç bölgede ise halk oylamasına gidilecektir.

* Kars, Ardahan, Batum
* Batı Trakya
* Arapların yaşadığı bölgeler

- İstanbul, Marmara ve Halife’nin güvenliğinin sağlanması şartıyla Boğazlar’dan geçiş serbest olacaktır.
- Azınlıklara tanınan haklar, komşu devletlerdeki Türkler’e tanınan haklar kadar olacaktır.
- Siyasi, adli ve ekonomik bağımsızlığımızı kısıtlayıcı ayrıcalıkların varlığı kabul edilemez.

(Dış borçların ödenmesi de bununla ilgilidir.)

Önemi :

- Yeni kurulacak Türk devletinin sınırlarını tespit etmiştir.
- Erzurum ve Sivas Kongresi kararlarına dayanır.
- Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nce belirlenmiş, ilk TBMM tarafından gerçekleştirilmiştir.
- Kabul edilebilecek askeri şartları içerdiğinden bir barış programı niteliğindedir.
- Wilson ilkeleri esas alınmıştır.

Sonuçları :

- Seçimlerin yapılmasına ve meclisin çalışmalarına müdahale etmeyen itilaf devletleri, Misak-ı Milli’nin ilanını büyük bir şaşkınlık ve öfke ile karşılamışlardır.
- İstanbul Hükümeti’ne baskı yapmışlar, Ali Rıza Paşa istifa etmiş, Salih Paşa hükümeti kurulmuştur.
- İstanbul’u işgal etmişlerdir. (16 Mart 1920) Böylece Osmanlı Devleti bir kez daha fiilen sona ermiştir.
- Meclis dağıtılmış, üyelerinin bir kısmı tutuklanıp sürgün edilmiştir.

- Mebusların bir kısmı Anadolu’ya kaçarak Milli Mücadele’nin kadro yönüyle güçlenmesini sağlamışlardır.
- İstanbul’un işgalini kınayan ve baskılara rağmen Milli Mücadele’ye karşı olduğunu bildirmeyen Salih Paşa istifa etmek zorunda kalmıştır. Damat Ferit Paşa yeniden hükümeti kurmuştur.
- Böylece Temsil Heyeti ile İstanbul Hükümeti arasında başlayan yakınlaşma tekrar gerilimli bir hale dönmüştür.
- Mustafa Kemal kurtuluş hareketinin padişah ve halifenin de kurtuluşunu amaçladığını belirtmiştir.

Not : Böylece milli birlik ve bütünlüğün sağlanmasına çalışılmıştır.

- Anadolu’da yeni bir meclisin toplanması tartışmasız kabul edilir hale gelmiştir.

 
İLK TBMM (23 NİSAN 1920)
İstanbul’daki gelişmeleri yakından takip eden Mustafa Kemal 19 Mart’ta yayınladığı bir genelgeyle bütün yurtta seçimler yapılmasını ve Ankara’da yeni bir meclis toplanmasını istemiştir. Buna göre TBMM, 23 Nisan 1920’de Sinop mebusu Şerif Bey’in başkanlığında toplanmıştır. İstanbul’dan kaçan Mebusan Meclisi üyeleri de TBMM’ye kabul edilmiştir.
Not : Böylece Milli İradeye saygı gösterilmiş, milli birlik ve bütünlüğün sağlanmasına çalışılmıştır.

Alınan İlk Kararlar :

- Yeni bir hükümet kurmak zorunludur.
- Geçici bir hükümeti tanımak veya padişah kaymakamı atamak doğru değildir. (Meclisin bağımsızlığını ve devamlılığını sağlamak amaçlanmıştır.)
- TBMM’nin üzerinde hiçbir güç yoktur.
- Yasama, yürütme yetkileri, (güçler birliği ilkesi) meclise aittir. (İşlerin hızlı yürümesi için böyle bir karar alınmıştır.)
- Hükümetin üyeleri meclis içerisinden seçilir. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.

- Padişah ve halife baskı ve zorlamadan kurtulduğu zaman meclisin aldığı karara göre uygun olan yerini alır.

Yorumlar :

- Amacı Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmek ve vatanı düşman işgalinden kurtarmak olan kişilerden (idealistlerden) kurulmuştur.
- Kurtuluştan sonra yapılacak inkılaplar bu meclisin gündemini oluşturmayacaktır.
- Bu meclisin gerçekleştirdiği tek inkılap saltanatın kaldırılmasıdır.
- Meclisteki subaylar askerlik mesleğini de beraber yürütmüşlerdir. (Meclisle,cephelerin irtibatını sağlamak için)
- TBMM’ye karşı çıkan isyanlara karşı 29 Nisan 1920’de Hıyanet-i Vataniye kanunu çıkarılmıştır.

- İstiklal mahkemeleri vasıtasıyla yargı gücünü kullanmıştır.
- Olağanüstü yetkilere sahip, sert tedbirler alan ihtilalci bir meclistir.
- 20 Ocak 1921’de Teşkilat-ı Esasiye adıyla ilk anayasa hazırlanmıştır.
- Kurucu meclis özelliği taşımasına rağmen, “Olağanüstü yetkilere sahip meclis” adıyla açılmıştır.
- Meclis hükümeti sistemi benimsenerek işlerin hızlı yürümesi ve meclis ile hükümetin uyum içinde çalışması sağlanmıştır.

TBMM’YE KARŞI ÇIKAN İSYANLARNedenleri :
- İtilaf devletlerinin denetimlerini devam ettirebilmek amacıyla boğazların çevresinde tampon bölgeler oluşturmak istemeleri
- Şeyhülislamdan alınan fetva ile Kuvay-ı Milliyeciler’in dinsiz ilan edilmesi.
- Yapılan gıyabi yargılamada Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında idam kararı çıkarılması
- Milli mücadelecilerin bolşeviklikle veya ittihatçılıkla suçlanmaları
- Bütün bu suçlamaların İngiliz uçaklarıyla halka ulaştırılması

- Bazı zengin ve nüfuz sahibi kişilerin çıkarlarını korumak istemeleri
- Azınlıkların bağımsız devlet kurma amaçları
- Bazı Kuvay-ı Milliyeciler’in halka baskı yapması
- Bazı Kuvay-ı Milliyeciler’in düzenli orduya katılmak istememeleri
* İstanbul Hükümeti’nin Çıkardığı İsyanlar :

Anzavur İsyanı : Balıkesir çevresinde iki kez isyan etmiş, Çerkez Ethem kuvvetlerince bastırılmıştır.

Kuvay-ı İnzibatiye İsyanı (Halifelik ordusu) : Geyve, Adapazarı çevresinde faaliyet gösteren halifelik ordusu Ali Fuat Paşa birlikleri tarafından mağlup edilmiştir. Kuvay-ı İnzibatiye’nin bir kısmı Kuvay-ı Milliye safına katılmışlardır.

* İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri’nin Çıkardığı İsyanlar :

Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı İsyanları : İtilaf devletlerinin boğazlar çevresinde tampon bölgeler oluşturmak amacıyla çıkarttıkları isyanlardır. Ali Fuat Paşa ve Refet bey birlikleri tarafından bastırılmıştır.

Afyon İsyanı (Çopur Musa) : Askerleri firara teşvik eden bu isyanı Kuvay-ı Milliye birlikleri bastırmış, Çopur Musa Yunanlılar’a sığınmıştır.

Yozgat İsyanı : Çapanoğlu ailesi nüfuzlarını kaybetmek endişesiyle isyan etmiş, birliklerimizi uzun süre uğraştırmıştır. Çerkez Ethem kuvvetlerinin de yardımıyla bastırılmıştır.

Konya İsyanı : Delibaş Mehmet adında birisi isyan başlatmış, hükümet konağını basmış ve isyan genişlemiştir. Daha sonra Refet Bey tarafından isyan bastırılmıştır.

Milli Aşireti İsyanı : Urfa taraflarında Fransızlar tarafından kışkırtılan Milli Aşireti, Fransız ordusuyla beraber Kuvay-ı Milliyeciler’e karşı mücadele etmişse de başarılı olamamıştır.

Not : Ayrıca Bayburt’ta Şeyh Eşref İsyanı, Bozkır’da Zeynelabidin İsyanı, Diyarbakır’da Ali Batı İsyanı, Yenihan’da Postacı Nazım isyanı, Garzan’da Cemil Çeto İsyanı, Dersim çevresinde Koçkiri İsyanı gibi isyanlar çıkmıştır.

* Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar :

Azınlıklar Wilson ilkelerine göre bulundukları bölgelerde bağımsız devletler kurabilmek için isyanlar çıkartmışlardır. İtilaf devletleri tarafından da desteklenen bu isyanlar Kurtuluş Savaşı’
nın kazanılmasıyla son bulmuştur.

Not : En son bastırılan isyan Karadeniz’den yardım alabilen Pontus Rumları’nın isyanıdır.

* Kuvay-ı Milliyeciler’in Çıkardığı İsyanlar :

Çerkez Ethem İsyanı : Emrindeki Kuvay-ı Seyyare adındaki kuvvetlerle Yunanlılar’a ve TBMM’ye karşı çıkan isyanların bastırılmasında önemli rol oynamıştır. Fakat düzenli orduya katılmak istemeyerek isyan etmiş, I. İnönü Savaşı’nın hemen sonrasında isyanı bastırılmış, Çerkez Ethem Yunanlılar’a sığınmıştır.

Demirci Mehmet Efe İsyanı : Demirci Mehmet Efe de düzenli orduya katılmayarak isyan etmiş, Ali Fuat Paşa tarafından isyanı bastırılmıştır.

TBMM’NİN ALDIĞI TEDBİRLER
- Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılmıştır. (29 Nisan 1920)
- İstanbul Hükümeti ile bütün haberleşme kesilmiş, evraklar geri gönderilmiştir.
- Ankara müftüsü Rıfat Efendi’nin başkanlığında birçok alimin imzasını taşıyan karşı fetva yayınlanmıştır.
- Üyeleri milletvekillerinden oluşan İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. (11 Eylül 1920)

Not : TBMM’nin yargı gücünü kullanmasına bir örnektir.

- Gezici “Nasihat Heyetleri” oluşturulmuştur.

İsyanların Sonuçları :

- Milli mücadelenin uzamasına ve kurtuluşun gecikmesine sebep olmuştur.
- Yunanlılar’ın ilerlemesine zemin hazırlamıştır.
- Boş yere kardeş kanı akıtılmış, cephane harcanmıştır.
- İsyanların bastırılmasıyla Anadolu’da TBMM’nin güç ve otoritesi artmıştır.
 
SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)
Diğer mağlup devletlerle yapılan barış antlaşmalarının şartları Paris Konferansı’nda belirlendiği halde Sevr’in şartları San Remo görüşmelerinde ortaya konmuştur. Bu gecikmenin sebebi :

- Osmanlı’yı paylaşma konusunda anlaşmaya varamamaları
- Geçen süre içerisinde daha fazla toprak işgal etmek istemeleri
- Bir ateşkes antlaşması olan Mondros’un bir barış antlaşması gibi hükümler taşıması

Sevr’deki görüşmelerde şartları çok ağır bulan Tevfik Paşa antlaşmayı imzalamayınca İngilizler’
in desteklediği Yunanlılar bir taraftan Edirne’yi diğer taraftan Balıkesir ve Bursa’yı işgal etmişlerdir. Bu gelişmeler üzerine saltanat şurası toplanmış ve Sevr’in imzalanmasına karar verilmiştir.

Kararlar :

- Osmanlı Devleti İstanbul ve Orta Anadolu’da küçük bir bölgeyle sınırlandırılacak
- Boğazlar Türkler’in dahil olmadığı bir komisyon tarafından idare edilecek
- Kapitülasyonlar en geniş şekli ile bütün devletlere tanınacak
- Azınlıklar vergi vermeyecek, askerlik yapmayacak
- Yunanlılar’a İzmir dahil Batı Anadolu ve Midye – Büyük Çekmece hattının batısında kalan bütün Doğu Trakya bırakılacak.
- İngilizler’e, Musul, Kerkük, Irak, Filistin ve Arabistan bırakılacak

- Fransızlar’a, Adana, Malatya, Sivas çevresi ve Suriye bırakılacak
- İtalyanlar’a, Antalya, Konya ve Güneybatı Anadolu’nun içlerine kadar olan bölgeler bırakılacak
- Doğu Anadolu’da iki yeni devlet kurulacak (Ermenistan, Kürdistan)
- 50000 kişi haricinde asker bulundurulmayacak, ağır silahlar edinilmeyecektir.

Not-1 : Antlaşmanın geçerli olabilmesi için meclis tarafından onaylanması gerekmiş, Mebusan Meclisi kapatıldığı için bu da mümkün olmamıştır. Bu yüzden Sevr Hukuki geçerliliği olmayan ölü doğmuş bir antlaşma olarak kalmıştır.

Not-2 : TBMM antlaşmayı onaylamamış onaylayanları da vatan haini ilan etmiştir.

Not-3 : Kurtuluş Savaşı sonrasında Sevr yerine Lozan Barışı imzalanmıştır

Kurtuluş Savaşında Cepheler ve Siyasi Gelişmeler

 Kurtuluş Savaşında Cepheler ve Siyasi Gelişmeler Ders Videosu

Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın



1.DOĞU CEPHESİ :

1878 Berlin Antlaşması’nda Rusya’nın Ermeniler’in koruyuculuğunu üstlenmesiyle Ermeni sorunu ortaya çıkmıştır. Özellikle Rusya’nın, ayrıca İngiltere ve Fransa’nın kışkırtmaları söz konusudur. Brest-Litowsk Antlaşması’ndan sonra Kafkaslarda ilerleyişe geçen Osmanlı ordusu Mondros’tan sonra geri çekilmiş, burada Ermenistan ve Gürcistan devletleri kurulmuştur.Ermeniler Wilson ilkelerine göre nüfus çoğunluğunda olduklarını iddia etmişler, Çukurova ve Doğu Anadolu’yu içine alan bölgede bir Ermeni devleti kurmak istemişlerdir. General Harbord yayınladığı raporda Ermeni iddialarının doğru olmadığını açıklamıştır.TBMM açıldığı sırada Ermeniler saldırılarını artırmış, bunun üzerine Doğu Cephesi komutanlığına getirilen Kazım Karabekir Paşa’ya hareket emri verilmiştir. (24 Eylül 1920). Sarıkamış, Kars ve Gümrü ele geçirilmiş, Ermeniler barış istemiştir.

Gümrü Antlaşması (3 Aralık 1920) :
* Çıldır gölü Aras nehri sınır olacak* Berlin Antlaşması ile kaybedilen Kars çevresi ile Ardahan’ın bir bölümü TBMM’ye bırakılacak* Ermenistan TBMM’nin onaylamadığı hiçbir anlaşmayı imzalamayacak* Doğu Anadolu’da Ermeniler’in çoğunlukta olmadığı kabul edilecektir.
Önemi : TBMM’nin ilk askeri ve siyasi zaferidir.
Notlar :* Sevr’in geçersizliği ilk kez belirtilmiştir.* Misak-ı Milli kısmen gerçekleştirilmiştir.* Doğu sınırı belirlenmeye başlanmıştır.* Ermeni meselesi çözüme kavuşturulmuştur.* İlk kapanan cephe Doğu cephesidir. Buradaki birlikler batıya kaydırılmıştır.* Gürcistan’a bir nota verilmiş, Yapılan Batum Antlaşması’yla (23 Şubat 1921) Ardahan, Batum TBMM’ye verilmiştir.* Halkın TBMM1ye güveni artmıştır.
2.GÜNEY CEPHESİ :

Urfa, Antep ve Maraş bölgesi İngilizler, daha sonar Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. İngiliz işgaline ayaklanmayan halk Fransızlar’ın Ermeniler’i kışkırtmaları ile yapılan katliamlar karşısında direnişe geçmiştir. Maraş ve Urfa TBMM açılmadan kurtarılmış, Antep bir yıllık bir kuşatmadan sonra düşmüştür. Çukurova bölgesinde de bazı mücadeleler yapılmıştır. Sivas Kongresi’nde alınan kararla güneyde Kuvay-ı Milliye kurulmasına çalışılmıştır. Bölgenin işgal altında tutulmasının mümkün olmadığını anlayan Fransızlar Sakarya Savaşı’ndan sonra imzalanan Ankara Antlaşması’yla askerlerini çekmişler, Hatay hariç Suriye sınırımız belirlenmiştir.
Not-1: Güney Cephesindeki başarılar bir şehir halkının düzenli orduya karşı kazandığı başarılardır. Bu cephede düzenli ordu kurulamamıştır.

Not-2: Fransa , Ankara Antlaşması ile TBMM’yi tanıyan ilk itilaf devleti olmuştur.

3.GÜNEYBATI ANADOLU CEPHESİ : 

Savaş sırasında yapılan gizli anlaşmalar ile Ege ve Akdeniz İtalya’ya verilmiş iken Doğu Akdeniz
’de güçlü bir İtalya’yı menfaatlerine uygun bulmayan İngiltere Ege Bölgesi’ni Yunanistan’a verince İtalya’nın diğer İtilaf Devletleri ile arası açılır ve Milli Mücadele’den yana tavır koyar. Her ne kadar İtalyanlar Antalya yöresini işgal etmişlerse de Ankara Hükümeti orduları başarılar kazanmaya başlayınca TBMM ile çatışmayı göze alamaz ve II. İnönü’den sonra kısmen, Sakarya Zaferi’nden sonra da tamamen Anadolu’dan çekilir.
Not : İtalya ile silahlı mücadeleye girilmemiştir.
4.BATI CEPHESİ :

Düzenli ordunun kurulması : Yunanlılar’ın Bursa – Uşak arasındaki ilerleyişlerinin durdurulamaması, Gediz muharebelerinde alınan mağlubiyet, Kuvay-ı Milliye birliklerinin vatanı topyekün kurtaramayacağının, düzenli ordular karşısında başarılı olamayacağının anlaşılması ve zaman zaman halka baskı ve zulüm yapmaları düzenli ordu kurma çalışmalarını hızlandırmıştır. Ali Fuat Paşa ‘nın yerine Batı Cephesi komutanlığına getirilen İsmet ve Refet beylerin çalışmalarıyla düzenli ordu kurulmuştur.

I. İNÖNÜ SAVAŞI (6 – 10 OCAK 1921)

Yunanlılar :
* Sevr-i TBMM’ye kabul ettirebilmek,* Eskişehir’i alıp Ankara’ya ulaşarak milli mücadeleyi sona erdirmek,* Gücünü göstererek itilaf devletlerinden daha fazla yardım sağlamak,* Çerkez Ethem’in isyanından faydalanmak gibi amaçlarla harekete geçmişler, İnönü mevkiinde mağlup olarak geri çekilmişlerdir. Hemen arkasından Çerkez Ethem mağlup edilmiş, Yunanlılar’a sığınmıştır.
Sonuçları :
* TBMM’nin kurduğu düzenli orduların ilk zaferidir.* Düzenli ordu çalışmaları sona ermiş milli birlik ve bütünlük sağlanmıştır. * Halkın kendisine ve düzenli orduya duyduğu güven artmıştır.* Teşkilatı Esasiye kabul edilmiştir. (20 Ocak 1921)* Londra konferansı toplanmıştır (23 Şubat – 12 Mart 1921)* İstiklal Marşı kabul edilmiştir. (12 Mart 1921)* Afganistan ile dostluk antlaşması imzalanmıştır. (1 Mart 1921)* Ruslar’la Moskova Antlaşması imzalanmıştır. (16 Mart 1921)* İsmet Bey generalliğe yükselmiştir.* İstiklal mahkemeleri kaldırılmıştır.

LONDRA KONFERANSI (23 ŞUBAT – 12 MART 1921)
TBMM’nin arka arkaya aldığı başarılar özellikle de I. İnönü zaferinden sonra İtalya ve Fransa’nın ısrarıyla Londra’da bir konferans toplanarak Sevr’in yeniden gözden geçirilmesine sebep olmuştur. Amaçları küçük değişikliklerle Sevr’i TBMM’ye kabul ettirmek ve Yunan ordusuna zaman kazandırmaktır. İkilik çıkarmak amacıyla hem İstanbul Hükümeti hem de TBMM davet edilmiştir.
 
TBMM’nin Amaçları :

* Misak-ı Milli’yi dünya kamuoyuna duyurmak* Savaş taraftarı olmadıklarını göstermektir.

İstanbul Hükümeti temsilcisinin sözü TBMM temsilcisine bırakması ikilik çıkmasını önlemiştir. TBMM temsilcisi Bekir Sami Bey Misak-ı Milli’yi İtilaf devletleri ise Sevr’i savunmuşlar, neticede konferans bir netice alınmadan dağılmıştır.
Not-1 : Londra Konferansı’nın önemi TBMM’nin varlığının İtilaf Devletleri tarafından resmen tanınmış olmasıdır.

Not-2 : Milli mücadelenin savaş meydanlarında kazanılacak başarılardan sonra gerçekleşebileceği anlaşılmıştır.

Not-3 : İtilaf devletleri arasındaki görüş ayrılığı artmıştır.

Not-4 : İtilaf devletlerince Yunanlılar’a bir şans daha tanınarak taarruz emri verilmiştir.


İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ (12 MART 1921)

TBMM’nin açtığı ödüllü yarışmaya istemeyerek de olsa katılan Mehmet Akif “Kahraman Ordumuza” hitaben yazdığı şiirle birinci gelmiştir.

AFGANİSTAN İLE DOSTLUK ANTLAŞMASI (1 Mart 1921) : 
Moskova’da Ruslar’la görüşmeler sürerken, Afganistan ile bir dostluk antlaşması imzalanmış, birbirlerini tanımışlar ve yardımlaşma sözü vermişlerdir.Not : TBMM’yi tanıyan ilk Müslüman Asya devletidir.
 
MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 Mart 1921) :
Ortak düşman karşısında yalnızlık politikasından da kurtulmak isteyen Sovyet Rusya ve TBMM birbirlerine yakınlaşmışlar ve Moskova Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre :
* Batum Gürcistan’a verilmek şartı ile Kars, Ardahan ve Artvin’in TBMM’ye ait olduğu kabul edilmiştir. (Misak-ı Milli’den ilk taviz verilmiştir.)* Osmanlı Devleti’yle Çarlık Rusya arasında imzalanan anlaşmalar geçersiz sayılmıştır.* Taraflardan birinin onaylamadığı bir antlaşmayı diğeri de onaylamayacaktır.* Sovyet Rusya, TBMM’ye yardım yapacaktır.
Önemi : İlk kez bir Avrupa Devleti tarafından TBMM ve Misak-ı Milli tanınmıştır.

Not-1: Kapitülasyonların kaldırılması ilk kez Sovyet Rusya tarafından kabul edilmiştir.

Not-2 : Doğu sınırımız büyük ölçüde çizilmiştir. (Kesin olarak Kars’ta belirlenmiştir.)

II. İNÖNÜ SAVAŞI (23 MART – 2 NİSAN 1921)

Londra Konferansı’nın hiçbir sonuç alınamadan dağılmasından sonra, İtilaf devletleri Yunanlılar’
a bir şans daha tanıyıp taarruz emri vermişlerdir. Yunanlılar Türk ordusunun daha fazla güçlenmesini önlemek, Sevr’i kabul ettirebilmek, Eskişehir’i ele geçirip Ankara’ya geçmek, Milli Mücadele’yi sona erdirmek amacıyla harekete geçmişler fakat inönü mevkiinde mağlup olarak geri çekilmişlerdir. 8 Nisan’da Afyon da Yunanlılar’dan geri alınmıştır.
Sonuçları :
* Fransızlar Zonguldak’ı, İtalyanlar Güneybatı Anadolu’yu boşaltmaya başlamışlardır.* Batı cephesi birleştirilmiş ve İsmet Bey’in emrine verilmiştir.* Düzenli orduya duyulan güven artmıştır.* Mustafa Kemal çektiği bir telgrafla İsmet Paşa’yı tebrik etmiştir.* Türk ordusu Dumplupınar ve Aslıhanlar’da bir taarruz denemesinde bulunmuş, fakat yeterli taarruz gücüne ulaşılamadığı için başarılı olamamıştır.
KÜTAHYA – ESKİŞEHİR MUHAREBELERİ (10 – 24 TEMMUZ 1921) :

II. İnönü Savaşı’ndan sonra taarruz için yeterli gücü olmadığı anlaşılan Türk ordusuna karşı, iyi donatılmış ve üstün sayıda bir kuvvetle saldırılması durumunda başarılı olacaklarına inanan Yunanlılar, taarruza geçerek Afyon, Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirmişlerdir. Mustafa Kemal’in emri ile Türk Ordusu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmiştir.
Sonuçları :
* Yunanlılar Sakarya Nehri’ne kadar olan yerleri işgal etmiş* Halkta ve mecliste bir panik başlamış* Meclisi Kayseri’ye taşıma ve yeniden Kuvay-ı Milliye’ye dönme tartışmaları başlamış.* Mustafa Kemal’e karşı muhalefet güçlenmeye başlamış* 5 Ağustos’ta “başkomutanlık Yasası” çıkarılmış* 8 Ağustos’ta Tekalif-i Milliye emirleri çıkarılmış.* İstiklal mahkemeleri yeniden kurulmuştur.

BAŞKOMUTANLIK YASASI (5 Ağustos 1921)

Mustafa Kemal işleri daha hızlı yürütmek ve kötü gidişe son vermek amacıyla meclisten geniş yetkiler istemiş, 3 aylığına başkomutanlığa atanmıştır. Buna göre yasama, yürütme, İstiklal Mahkemeleri vasıtasıyla yargı yetkisine sahip olmuştur. Birkaç kez uzatılan görev, 1922 Temmuzu’nda süresiz olarak uzatılmıştır. Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar bu görevde kalmıştır.

TEKALİF-İ MİLLİYE EMİRLERİ (8 Ağustos 1921)

Orduyu Sakarya Savaşı’na hazırlamak amacıyla halktan son bir kez fedakarlık istenmiş, elinde bulunan yiyecek ve giyecek maddelerinin yük ve binek araçlarının bir kısmını, silah ve cephane olarak ne varsa hepsini orduya istemişlerdir. İllerde ve ilçelerde vergi komisyonları kurulmuş, vergilerin toplanması ve askerden kaçmaların önlenmesi için yeni İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.
Not : Tekalif-i Milliye Emirleri’ne göre toplanan yardımlar Sakarya Savaşı’na yetişmemiş, daha çok Büyük Taarruz’da kullanılmıştır.

SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ (23 Ağustos – 13 Eylül 1921)

Yunanlılar Sakarya Nehri’nin doğusuna geçerek taarruza başlamışlar, Türk savunma hattını yer yer aşarak Ankara yakınlarına kadar gelmişlerdir. Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır...” sözüyle uyguladığı yeni taktik başarıyla uygulanmış, Yunanlılar durdurulmuş, sonra Sakarya Nehri’nin batısına atılmışlardır. Taarruz gücüne ulaşmamış olan Türk ordusu daha ileriye gitmemiştir.
Sonuçları 
* Bir dönüm noktası niteliğindedir. 1683 II. Viyana kuşatmasından beri devam eden geri çekilme son bulmuştur.* Son savunma savaşıdır.* Yunanlılar’ın taarruz gücü kırılmış, savunmaya çekilmiştir.* Sovyet Cumhuriyetleri’yle Kars Antlaşması imzalanmıştır. (13 Ekim 1921)* Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır. (20 Ekim 1921)* Ukrayna ile dostluk Antlaşması imzalanmıştır.( 2 Ocak 1922)* İtalyanlar Anadolu’yu tamamen boşaltmışlardır.* Mustafa Kemal ‘e gazilik ünvanı ve mareşallik rütbesi verilmiştir.(19 Eylül 1921)* İngilizler teker teker müttefiklerince terkedilince çareyi savaşı durdurmakta bulmuşlar ve 22 Mart’ta iki tarafa ateşkes teklifinde bulunmuşlardır. Türk ordusunu hareketsiz bırakmak, milli hükümeti gevşetmek amaçlarını taşıyan teklif TBMM tarafından kabul edilmemiş, kesin barış için kesin zaferin lazım olduğu anlaşılmıştır.* Yunanlılar, İngiliz desteğini kaybetmişlerdir.* İngilizler ile Esir Mübadelesi Antlaşması yapılmıştır. (22 Ekim 1921)

KARS ANTLAŞMASI (13 Ekim 1921)Sakarya’dan sonar Kafkas Cumhuriyetleri ile (Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan) imzalanmıştır. Buna göre; Moskova Antlaşması şartları tekrar edilmiş ve Doğu sınırımız kesinlik kazanmıştır.
 
ANKARA ANTLAŞMASI (20 Ekim 1921)II. İnönü’den sonra TBMM ile anlaşmak için Ankara’ya elçiler gönderen Fransa, Kütahya – Eskişehir yenilgisinden sonra bekleme yoluna gitmiş, Sakarya Savaşı kazanılınca Ankara Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre :* Fransa işgal ettiği toprakları boşaltacak* Boşaltılan topraklarda genel af ilan edilecek* Hatay’daki Türklere geniş haklar tanınacak ve Hatay özerk bir bölge olacak* Fransa TBMM ve Misak-ı Milli’yi tanıyacak* Caber kalesi Türk bayrağı altında, Türk mülkü olarak kalacaktır.
Not-1: TBMM’yi ve Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk itilaf devleti Fransa’dır.
Not-2 : Bu durum itilaf devletleri arasındaki görüş ayrılığını arttırmıştır. Güney cephesi kapanmış, buradaki askerlerimiz batıya kaydırılmıştır.
Not-3: Batum’dan sonra Hatay’ın Fransa’ya bırakılması Misak-ı Milli’den verilen ikinci tavizdir.

 
BÜYÜK TAARRUZ (26 Ağustos – 18 Eylül 1922)

Mustafa Kemal’in başkomutanlığındaki Türk ordusu 1 yıl kadar hazırlık devresi geçirmiş, sürenin uzaması bir ara muhalefetin yoğunlaşmasına sebep olmuştur. 26 Ağustos’ta taarruza geçilmiş, (Afyon üzerinden) 4 günde Yunan savunma hattı aşılmış, Dumlupınar mevkiinde 20 Ağustos’ta Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Yunan ordusu büyük ölçüde imha edilmiştir. “ Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” emriyle harekete geçen Türk ordusu 9 Eylül’de İzmir’i kurtarmış, 18 Eylül’de bütün Batı Anadolu Yunanlılar’dan temizlenmiştir.Türk ordusu kuzeye, Marmara, İstanbul ve Boğazlar’a doğru yönelmiş, İngilizler’le savaş durumu ortaya çıkmıştır. Fakat iki taraf da savaşı göze alamadığı için Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır.

 
MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI (11 EKİM 1922)

İngiltere, dominyonlarının ve İngiliz basınının baskısı ve müttefiklerinin yalnız bırakması sonucu savaşı göze alamayarak barış görüşmelerine razı olmuştur. Mudanya’daki barış görüşmelerine İngiltere, İtalya, Fransa ve TBMM katılmıştır. Görüşmelere katılmayarak Mudanya yakınlarında bir gemide bekleyen Yunanlılar’ı İngilizler temsil etmiştir.

Bu antlaşmaya göre :
* Meriç Nehri’ne kadar olan Doğu Trakya 15 gün içinde boşaltılacak ve 1 ay sonra Türk ordusu buraya girebilecek* Barış imzalanıncaya kadar Doğu Trakya’daki Türk askeri 8 bin Jandarma kuvvetini geçmeyecek* İstanbul ve Boğazlar TBMM’nin denetimine bırakılacak* Barış imzalanıncaya kadar İstanbul İtilaf devletlerinin denetiminde kalacak, Türk ordusu gösterilen sınırı geçmeyecektir.
Notlar :* Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası sona ermiş, siyasi safhası başlamıştır.* Savaşılmadan Doğu Trakya, Marmara ve İstanbul çevresi kurtarılmıştır.* Mudanya’da TBMM’yi temsil eden İsmet Paşa bu başarısından dolayı Lozan’a baş temsilci olarak gönderilmiştir.*Osmanlı Devleti hukuken sona ermiştir.*TBMM’nin varlığı İtilaf Devletleri tarafından tanınmış, Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir.

SALTANATIN KALDIRILMASI (1 Kasım 1922)Amasya genelgesinden beri bahsedilen millet egemenliği TBMM’nin açılmasıyla gerçekleştirilmiş ve TBMM’nin üstünde hiçbir güç olmadığı belirtilmiştir.Millet egemenliğinin yanında saltanatın da devam etmesi manasızdır. Üstelik Lozan görüşmelerine İtilaf Devletleri ikilik çıkarmak için İstanbul Hükümeti’ni de davet etmişlerdir. İçte birliği sağlamak amacıyla 1 Kasım 1922’de saltanat hilafetten ayrılarak kaldırılmıştır. Böylece Osmanlı Devleti resmen sona ermiştir. Vahdettin sadece halife ünvanını kullanarak İngilizler’e müracaat etmiş ve ülkeyi terk etmiştir. TBMM Vahdettin’deki halifelik sıfatından İngilizler’in faydalanmasını engellemek için halifeliği Osmanlı hanedanından Abdülmecid Efendiye vermiştir.
Not-1 : Osmanlı Devleti resmen sona ermiştir.
Not-2 : Laikliğin ilk aşaması gerçekleşmiştir.
Not-3 : Milli egemenlik yolunda önemli bir adım atılmıştır.
 
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (20 Kasım 1922 – 4 Şubat 1923, 23 Nisan 1923-24 Temmuz 1923)

TBMM barış görüşmelerinin yeri olarak İzmir’i teklif etmişse de kabul edilmemiş, tarafsız bir bölge olan Lozan’da anlaşılmıştır. TBMM’yi kimin temsil edeceği tartışma konusu olmuş, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndaki başarılarından dolayı İsmet Paşa gönderilmiştir. TBMM kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu meselesinde taviz verilmemesini istemiştir.Görüşmelere birçok İtilaf devletinin yanında Boğazlar konusunda Sovyetler ve Bulgaristan da katılmıştır. ABD ise yalnızca gözlemci göndermiştir. Görüşmeler 20 Kasım’da başlamış ama bir çok konuda anlaşılamamış, 4 Şubat’ta kesilmiştir. İki tarafın orduları savaşa hazır hale getirilmişse de savaş olmadan 23 Nisan’da görüşmeler yeniden başlamıştır. Karşılıklı tavizlerle 24 Temmuz 1923’te anlaşma imzalanmıştır.
Maddeleri :
 **Sınırlar :
* Yunanistan ile sınır Mudanya’da olduğu gibi Meriç nehri olacak * Bulgaristan ile sınır İstanbul ve Nöyyi Antlaşmaları’na göre olacak* Bozcaada ve Gökçeada dışındaki Ege adaları Yunanlılar’a verilecek, özellikle sınırlarımıza yakın olan adalar silahlandırılamayacak* 12 ada İtalyanlar’a bırakılacak* Türkiye-Suriye sınırı Ankara Antlaşması’na göre belirlenmiştir.* Türkiye-Irak sınırı ilgili devletlerin (Türkiye, İngiltere) ikili görüşmelerine bırakılmış, Musul sorunundan dolayı anlaşma sağlanamamıştır.* Türkiye-İran sınırı 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndaki gibi kalmış, Zağros Dağları sınır kabul edilmiştir.* Doğu sınırımız, Moskova ve Kars antlaşmalarına göre belirlenmiştir.

 
*Boğazlar : Boğazlar Türkiye’nin başkanı olduğu bir komisyon tarafından idare edilecek, her iki yakası askerden arındırılacaktır.

 **Kapitülasyonlar : Kesin olarak kaldırılmıştır.

 
**Savaş Tazminatı : Savaş tazminatı olarak Yunanlılar’dan Karaağaç kasabası alınmıştır.
 
 **Azınlıklar : Türkiye vatandaşı kabul edilerek ayrıcalıkları kaldırılmıştır.

 **Nüfus Mübadelesi : İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkler haricinde kalan nüfus karşılıklı değiştirilmiştir.
 **Patrikhane : Bütün çabalara rağmen patrikhane yurt dışına çıkarılamamıştır. Ancak yabancı kiliselerle irtibat kurması yasaklanmıştır.(Okuyucunun dikkatine...Bu link i izleyerek patrikhane sorunu hakkında bilinçlenmek ulusal bir görevdir.)

 **Dış Borçlar : Osmanlı’dan kalma dış borçların ödenmesi isteğimize göre çözülmüş, borçlar Osmanlı’dan ayrılan devletler arasında paylaştırılmış, payımıza düşen kısım kağıt para olarak taksitle ödenmiştir. Duyun-i Umumiye kaldırılmıştır.

 **Yabancı Okullar : Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmış, bu konuda yabancı devletlerin müdahalesine izin verilmemiştir.
 **İstanbul’un Boşaltılması : Lozan’ın onayından sonra 6 hafta içinde gideceklerdir.

Not-1: I. Dünya Savaşı’nın en son imzalanan barış antlaşması Lozan’dır.
Not-2 : Uluslar arası bir anlaşmadır ve geçerliliğini günümüzde de korumaktadır.
Not-3 : Yabancı okullar, dış borçlar, nüfus mübadelesi, boğazlar, Musul meselesi ve Hatay sorunu sonradan tekrar gündeme gelmiş ve çoğu lehimize çözülmüştür.
Not-4 : Sevr’in geçersiz olduğu kabul ettirilmiştir.
Not-5 : İtilaf Devletleri Misak-ı Milli’yi ve Türk Devleti’nin bağımsızlığını kabul etmişlerdir.
Not-6: Musul meselesi Lozan’da çözülemeyen ve sonraya bırakılan tek meseledir.
Not-7: Türk isteklerine en fazla direnen devletler İngiltere ve Fransa’dır.
Not-8 : Türk Kurtuluş Savaşı sömürge altındaki milletlere örnek olmuştur.

Kurtuluş Savaşı Siyasi Görüşmeler

Kurtuluş Savaşı Siyasi Görüşmeler Ders Videosu



Videoyu izlemek için videonun ortasına tıklayın